2 Şubat 2012 Perşembe

geçmiş..

bazen geçmişi yeniden temizlemek gerekir. arada sıkışmış kalmış unuttuklarımız vardır. tadsızlıklarından mıdır, önemsiz mi kalmıştır yıllardır yaşananların arasında bilinmez.
hayatınızın bir yerinde, gündemde çok başka şeyler varken, sanki çok lazımmış gibi önünüze atıverir kendini :)
tabii ki yersiz, tabii ki zamansız,tabii ki şekilsiz ve tabii ki de anlamsız ..
evrensel olarak illa ki bir anlamı vardır. üzerinde uzun uzun düşünülse ne karmik hesaplar, ne enerjisel bağlantılar, ne haklar hukuklar, ne bitmeyen hesaplar çıkar.
ancak hayat sizi yeteri kadar yormuşsa ( serdar ortaç örneğini de unutmayalım :) ve de yormaya devam ediyorsa, bütün hesapları bir dahaki enkarnasyona bırakmak üzere, reenkarnasyon inancınızı pekiştirirsiniz.

bu durumda ;
arkanızı dönüp kaçmak en mantıklısı hatta en güzelidir.
yeni bir sorun yaşamanın hatta eskimiş bir sorunun önünüze yenilenmiş bir ambalajla sunulmasının hiçbir anlamı yoktur.
adı gayet net üzerindedir olayın ; geçmiş
ve bence geçmiş geçmişte kalmalı.

değişmemiş, gelişmemiş, düzelmemiş bir halde, büyümemişlikle kapıyı çalmamalı.
çalsa da açmamalı...
derim ben :)
ne duygusal sözler ne de sergilenmeye çalışılan dokunaklı yaşam öyküsü, büyümemişliğin , aynı kalmışlığın özürü olmaz.

gençlik hatalar içindir.
tecrübeler hatalarımızı anlamak.
bir sonraki aşama düzeltmek
... bu iki dönemin arasında ise çok özel bir bölüm vardır; büyümek

büyüdüğümüzde aynı hataları bir daha yapmaz, aynı tonlarda başkalarına zarar vermez, aynı yerden hayata bakmayız.
yaşamın diğer pencerelerini görmüş onları açmış ve kafamızı bütünü görebilecek kadar dışarı çıkartmışızdır.
daha da harika olan ise, gözlerimizin gönül gözümüzle aynıyı görmesidir.

yılların sadece yaşlılık değil, olgunluk getirmesi hoş olmaz mı :)))

sevgiyle, ayla
2.şubat.2012