26 Nisan 2011 Salı




Nefret

İnsanın bu kelimeyi kendi yaşamında var etmesi , hissettiğini kabullenmesi cok kolay olmuyor.
Çeşitli duyguların yansımalarını tek tek daha yumusak tonlarda ifade etsek de, toplamda çıkan sonuc nefret olabiliyor ...
İsin fenasi boyle bir duyguyu kendimize yakistirmadigimizdan gayet ustu kapalı ve sıkı bir muhafazayla uygun bir bölümde saklıyoruz.
Hayat her zaman fütursuz , sorgusuz sualsiz ve genelde de zamansız girisimlerle bizi teptigi icin de en uygunsuz donemde nefretimizle burun buruna geliyoruz.
Nereye koyacağımızı bilmesek de o karşımızda dikiliyor.
Mide kramplariyla bulunduğu yerden çıkıyor.
Ben benden çıkan duyguyu tanımadım önce ...

Çünkü ani ve acıtan başka bir olayla geldi hayatıma.

42 yasında ve başarılı bir öğretmen olmasına rağmen hala ablacimmm diyen minik kardesimin ölüm haberinin sarsıntısı vardı.
Önce aklım durdu. Ağlamamak elimde degildi. Uzun sürdü. Halbuki birbirimize verdigimiz sözler vardı;
Kimse kimsenin arkasından kıyamet kopartmayacak.
Siyahlar giymeyecek.
Mezara kır çiçeklerinin en canlısı, en kırmızısı, en çingeneden alınanı getirilecek.....
Ama ben öncelikli olduğumdan benim minigimin boyle bir karar alacağını ve benden önce ayrilmayi seçeceğini bilemedim.
Daha birkaç gün önce ablacimmm diye aramış, sonrasında iyi ki varsın SMS i göndermişti.
Baharda caddede kahve icmek randevulasmistik.

Zorlandım. Hala da zorlanıyorum . Bir taraftan ben bes dakika uzanayım diyerek bizlere ve en önemlisi zor hayatına ızdırap çekmeden veda eden kardesim vardı.
Diğer tarafta ilk bir kaç gün anlayamadığım ağlamamız karışık tuhaf öfkem.
Minikim le baba bir anne ayrı kardestik. Annesi ve kardeşiyle ,babami kaybettiğimden beri görüşmüyordum.
Benim kendi annem masallardaki üvey annelerden daha acımasız bir insan oldugundan, üvey annemin yaptıgı sayısız haksızlıkları , sokakta bırakmaları saymıyordum.
Bütün bunların benim ve cocuklarımın hayatına katılan dikkat ve sevginin bu yolla gelmesine sebep olduklarını düşünmüş ve bu insanları kenara koymuştum.
Çıkartmak zorunda kaldım.
Evet nefretti , öfkeydi.. anlamsızdı... ama gerçekti ve malesef ben bunları hissediyordum.
Uzun yürüyüşler ve uykusuzluklar sonrasında sevgili bilinçaltımı bu insanlardan temizlemeye giriştim.
Zaten sevdiğim minikim de yoktu.
Gerisinin de önemi kalmamıştı.
Hesap görmeyi sevmiyorum. Kantarda hata olabilir. İnsanız.
Genelde hesapların tamamını evrene bırakmayı seviyorum.
Kendimi, hayatimi, gönlümü ve birlikte yaşadığım sevdiklerimle, yaşamı paylaştıgım cocuklarımı özgür kılmak adına.
Can dostun yanına bir uzaklaşma, dört günlük bir boşluğa bakma sonucunda, döndüm...
Nefret bir daha yüz yüze kalmayı istemediğim bir duygu.

Sevgiyle
Ayla